Ulusal Sağlık ve Klinik Mükemmellik Enstitüsü (NICE) ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından Post-Travmatik Stres Bozukluğu (TSSB) için bir tedavi seçeneği olarak kabul edilen Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) tedavisinin başarısı uzun zamandan beri literatürde yerini almıştır. Bu terapi başta travma olmak üzere bazı diğer psikolojik rahatsızlıklarda da iyi bir tedavi seçeneği olduğunu göstermektedir.
TRAVMA NEDİR? EMDR tedavisini anlayabilmek için önce travmayı anlamak elzemdir. Hiç beklemediğimiz bir anda hayatımızda belirip bizi geçmiş, şimdi ve gelecek bütününden koparan fiziksel ve psikolojik bütünlüğü tehdit eden çoğu olaya travma diyebiliriz. Doğal afet ve toplumu etkileyen bir problemin toplumsal travma olabileceği gibi boşanma, intihar teşebbüsü, cinsel istismar, ölüm, sakat kalma kişisel travma örneklerine girmektedir. Travmadan etkilenebilen gruplar içerisine olayı birebir yaşayanlar, şahit olanlar, yakın çevreden duyanlar ve kıl payı kurtulanları sayabiliriz. Bu ve benzeri travmatik bir anıyı yaşanan bireyler hem fiziksel hem de duygusal tepkiler gösterirler. Örneğin, bir tehlike anında beynimiz ve vücudumuz harekete geçer ve gözle görülür tepkiler başlar ; baş ve göğüs ağrısı, terleme, nefes alamama, yorgunluk, mide bulantısı, baş dönmesi, gözlerde kararma hissi gibi. Tehlike anı geçtikten sonra bu tarz fiziksel tepkilerin bir süre sonra normale dönmesini bekleriz ancak bazı durumlarda beyin hala ortada tehlike varmış gibi uzun bir süre aynı şekilde aktif olarak tepki vermeye devam eder. Bundan dolayı da siz sanki hep diken üstünde, her an bir şey olacakmış hissi ile gününüze devam eder veya edemezsiniz. Bu duygularla beraber uykusuzluk, ara ara gelen şok, sinirlilik, kabus, üzüntü, öfke, yaşanılan olayı sürekli düşünme hali devam eder. Bu sürecin uzun sürmesi durumda travmanın varlığından bahsedebiliriz. Her insan bu travmatik süreci ve anıları farklı şekilde yaşar ve farklı baş etme mekanizmaları ile hayatlarına devam ederler. Bir travmatik olay sonrasında mutlak bir psikolojik rahatsızlık gelişmesi tabii ki de zorunlu değildir. Bazen travma almadan atlatılır ancak bazı durumlarda da bu durumun atlatılmış gibi gözüküp ileriki bir dönemde tetiklenip canlanabilme olasılığı vardır. Özellikle de böyle durumlarda EMDR çok güçlü bir tedavi yöntemidir.
EMDR NASIL KEŞFEDİLDİ? EMDR Amerikalı Psikolog Francine Shapiro’nun 1987 yılında bir kır gezisi sırasında şans eseri yaptığı bir gözlemle bulunmuştur. Shapiro bu gezinti sırasında rahatsız edici olan düşüncelerinin belirli bir miktarda azaldığını fark etmiş ( EMDR, Francine Shapiro). Bunun üzerine biraz daha çalışmaya başlayınca rahatsız edici düşünceleri düşünüp gözlerini yatay bir şekilde sağa ve sola doğru hareket ettirdiğini ve bir süre sonra da negatif olan duyguların azaldığını gözlemlemiştir. Daha sonraki süreçlerde ilk etapta gönüllülerle daha sonrasında gazilerle çalışıp EMDR’ın başarılı bir tedavi yöntemi olduğunu göstermiştir.
EMDR NE DEĞİLDİR VE KİM YAPABİLİR?
• EMDR hakkında bilgi sahibi olup bana ulaşan bazı danışanlar geçmişlerini tamamen unutmak, silmek ve yeni başlangıç yapmak için EMDR tedavisi isteği ile geliyorlar. EMDR hipnoz, mucizevi bir terapi yöntemi veya rahatlama yöntemi değildir ve geçmişi unutmanızı sağlayan bir yöntem henüz yoktur ancak geçmişte yaşadığınız olaya karşı bakış açısını değişebilmek için tedavi yöntemleri mevcuttur.
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/sizin-icin/psikoloji/bir-teknikten-fazlasi-bir-terapi-yontemi-emdr_24662.html